"Savaşmaktan çekinmezdik aslında, Tahta Kılıçlarla!" demişti kaptan.
Hepimiz kahraman olmak istiyoruz küçük dünyalarımızda.
Ama bir yandan biraz biraz tembel, biraz korkağız. Ama en çok daha halen çocuksuyuz.
Ben çocukken Zeyna vardı. Ona o kadar hayrandım ki. Pazar günleri onu izleyip sonra annemin tahta büyük cetvelini ve kasnağını alıp Zeynacılık oynardım. Ertesi gün okul var. Yatmak lazım.
Gece uykuya Zeyna gibi dalardım.
Şimdi düşünüyorum da o kız hiç büyümedi.
Dün hediyelik eşya fuarına gittik. Eskisi gibi çok çeşit olmasa da, ben istediğim her şeyi aldım topladım. Hele 5 liraya bu tahta kılıcı görünce dayanamadım. Aklıma Kaptan geldi, Zeyna geldi.
Yıllardır Dreamcather isterim. Annem bu sene yapacaktı bana ama fuarda 10 tlye bulunca kaçırmadım. Psikolojik midir nedir dün çok huzurlu bir uyku çektim.
Ve ok&yay takımım. Onu daha önce Gitti Gidiyordan almıştım.
Bu hafta saçlarımı kestirdim nasıl olmuş? Çok keser diye korkuyordum ama baya güzel oldu.
Ve açık mavi boyayı bitirip ikinciyi aldım. Uzuuuun bir zaman hatta belki hep mavi olarak devam edeceğim. Çünkü çok sevdim.
Bide benim saçım mavi röfle gibi oldu. Ombreyi bile geçti artık.
Bugün gittiğim eczacı saçıma bakıp musmutlu oldu :)
Ben renkli saçları hiç sevmem beğenmem ama bu başka bir şey deniz gibi, çok yakışmış, çok güzel olmuşsunuz dedi. Acayip mutlu oldum açıkçası saklayamayacağım blog.
Yürürken insanların bana bakıp gülümsemeleri çok sevimli.
Son olarak size Blogger Dergisinden söz edeceğim. İlk sayısı çıktı. Sevgili Senem Sefa Şahin'in hazırladığı derginin ilk sayısında benim Melek yazım var. Açıkçası dergi harika, dolu dolu olmuş ve devamını heyecanla bekliyorum. Ps: ayrıca Yekta Kopan röportajı da var!
Okumak için tık tık
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
sadece blog reklamlarını yapmak için gelenler lütfen yorum bırakmasın, o tip yorumları görüp yayınlamama kararı aldım.
onun dışında bloğuma uğrayıp, yorum bıraktığınız için çok teşekkür ederim ^_^