Bu aralar sıkılıyorum.
İnsanlardan, dünyadan vs o kadar yıldım ki.
Bir tek deli gibi üşüsem de kar'ın yağması musmutlu etti beni. Kar yağınca bütün dünyayı güzelmiş gibi göstermesi, sesleri yutması falan tam bana göre.
Lakin saçlarım cadıdan hallice, berbat boyası geldi. Dünyaya bakınca saf kötülük görüyorum. Kar eriyip bitiyor.
Sabah facebookta gezinirken geçen Orta dünya ile ilgili yazdığım bir yazıya, birinin günler önce -özetle bişeyden anlamaz beyinsiz trollsünüz- tarzı yazdığını görüyorum. Yazdığım şeyin ne kadar doğru olduğunu ispatlıyor. Yazdığım şey de 3 ayda Tolkien'den iyi kitap yazarım diyen bir ekşi sözlük yorumunu eleştirdiğim bir yazıydı. Aynı zamanda Peter Jackson'a çok yüklenildiğinde dem vurdum falan. İşte ondan dolayı ne trollüğüm kalmış ne cahilliğim. Zaten bu ara moda PJ'a sayıp sövmek.
Ya Hobbit zamanı yurt dışında takip ettiğim kişilere baktığımda hepsinde bir bayram mutluluk ve hüzün vardi. Kendilerini o havaya kaptırmalar falan. The Last Goodbye'yı gözlerimiz dola dola izledik (halen öyle)
Bizde de daha filmi izlemeden kesin berbattır cümleleri kuruluyordu. O sinemalara kesin kotu diyerek gidildi. Hayır anlamıyorum her şeyi bu kadar büyük istiyoruz ve sonra hayal kırıklılığına uğruyoruz, neden mutlu olmaya hiç çalışmıyoruz. Bu sene ayni şeyi Star Wars için yapacaklar. Hani herkes her şeyi beğenmek zorunda değil ona da tamam da sevip beğenenleri aşağılamak niye?
Peki neden aynı ukalalık GOT yaşanmadı?
Ben geçen sezon -ki en iyi sezonuydu- bir dönem bırakma, izlememe noktasına geldim. Dizinin en önemli son iki bölümünü günler sonra izledim. Neden mi? İlk bölümlerde (neredeyse 3-4 bölüm) full kadın tecavüzü vardı ve bir süre sonra bu ne yaaa demeye başlamıştık. Yurt dışında çok eleştirildi bu durum, forumlarda falan baya konu oldu. Peki bizim ukalalar o zaman ne derdindeydi
"uuu abi herkesler sapır sapır ölüyor!"
"getti getti oberyn getti!"
Bunları burnu havada engin bilgileriyle eleştirmediler bile. Adam kitabı okuyana bile spoiler veriyordu ama çok umursamadılar. Ben bu konudan rahatsız çok az kişi gördüm. Ama sesimi çıkarmadım banane isteyen istediği gibi izler. Ki seriyi de deliler gibi seviyorum.
Sonra Pariste yaşanan korkunç olaya verilen tepkilere şaşıranlara şaşırıyorum. Bu kültür içimizde var, aklı selim diyeceğimiz kişilerde bile. Daha biz aynı fikri paylaşmadığımız insanları ezip aşağılama olayında iken onlar nasıl böyle düşünür diyebiliriz ki? Dün bir sinema yazarı arkadaşımla bu konuyu tartıştık. Neden hiç konuşmuyorsun bu konularla ilgili kendi dünyanda yaşıyorsun görmüyorsun bile dedi. Bende çekiniyorum sizinle konuşmaya mutlaka " sen bişey bilmezsin" moduna giriliyor geriliyorum dedim.
Evet direkt öyle kore dizisi izlediğimi söyleyince insanlar dalga geçiyor, Hobbiti ve Pj sevdiğimi duyanlar troll diyor işte. Ondan sonra Gamze kendi dünyasında yaşıyor oluyor. İnsanlarla gerekmedikçe muhatap olmuyorum, çok az kişi ile yakın olabiliyorum. Bu dünyanın gittikçe çivisi çıkıyor, herkes mutlaka karşısındakine fikrini kabul ettirmeye çalışıyor, asla değişmem sen değişeceksin, hatta dün olan menfur olaydan görüyoruz ki, değişmeyeceksen ölüme davetiye çıkarırsan, böyle ölürsün diyor.
Çok üzücü.
Onun için yine kendi dünyama çekiliyorum.
Orada kitaplarım, müziklerim, özel gördüğüm günler, Orta Dünya, masal dünyasında sevdiklerimle mutluyum. Ara sıra gerçek dünyaya bakıyorum ve gerisin geri kaçıyorum. Çünkü insanlar mutsuz, hadsiz ve saldıracak yer arıyor.
Ayrıca Pariste yaşanan o olay ve ölen insanlar için çok üzgünüm. İnsanlığın geldiği nokta bu.
#JeSuisCharlie
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
sadece blog reklamlarını yapmak için gelenler lütfen yorum bırakmasın, o tip yorumları görüp yayınlamama kararı aldım.
onun dışında bloğuma uğrayıp, yorum bıraktığınız için çok teşekkür ederim ^_^