7 Ara 2016

Dalgalar


Kaç yaşına gelirsen gel yaptığın hataları görünce büyüyorsun . 
Eskiden herşeye atlayan biriydim. Başkaları adina konuşur hatta onların tartışmalarını ben yapardım. Sonra sıkı bir kazık yedim baya baya önce ve o günden sonra herkes kendi savaşını vermeli diyerek hiç karışmadım ve hayatım sakinleşti. 
Bu sene üç dört ay önce de insanları sürekli yargılıyor, aşağılıyor ve bunu da en çok hemcinslerime yapıyor olduğumu fark ettim. 
Mesela hiç tanımadığım bir kadını sırf sevdiğim bir arkadaşımla ve onun anlattıkları üzerine deli gibi asagiliyordum hergün. Çirkin olduğunu düşünüyordum ama aslında sevimli biriydi, tanisam ne tatlı kız diyebileceğim biriydi. Başka bir arkadaşımi kilolu şuna bak çirkin kendini bişey sanıyor diye yargiliyordum.
Ve bunlara da bu aralar moda olan "gıybet" lafları ile sevimli hoş göstermeye çalışıyordum. 
İyi ki bunları çok geç olmadan, haterliktan kafayı yemeden görmüşüm. 
Su anda herkesin elinde en azindan bir android cihaz var. Belirli uygulamalara giriş kolay. Instagramda artık ünlüler yoruma kapatmaya başladılar çünkü yoruldular. Insanlar ve bunlarin çoğu kadin, hiç görmedikleri insana kibrini, nefretini boşaltıp rahatlıyor. Hatta geçen Valkimle buluştuk  (yaaa harika bir insan, mükemmel) ünlü bir televizyoncunun kendisine bana cok kilolusun diye sürekli yaziyorlar kafayı yiyeceğim artık dediğini konuştuk. 
Bu ne kadar üzücü ve yaralayıcı birşey. Onu en iyi ben anlarım çünkü kilo konuları benim kanayan yaramdı eskiden. Insanlar kiloluyken kilolusun der, zayiflayinca hiç yakışmadı der. 
Simdi mesela bu sene kilo verdim, sonra tekrar aldım ama umrumda değil tekrar veririm tek sorunum bu olsun artık takmıyorum. 
Ama o televizyoncu kadın belli ki üzülmüş. Bunu yazanin muhtemelen elinde nutellali ekmek vardi bir yandan da onu kemiriyordur.
Bunu çok kültürlü düzgün insanlar da yapıyor, hatta ayrı bir adres alıp saydırıyor bu tipler.
Bu sene bir de şunu farkettim; hoşlandığım adamlar yeni bir ilişkiye girince sevgililerini baya sevip yaaae ne tatlılar demeye başladım. Stalkerlik var onu bırakamadım da artık sevdiğim kişileri stalkliyorum. Sevmediğim insanları stalklamak bana nefret tohumlarindan başka birşey getirmiyor. Ha hiç bakmadım mı baktım ama çok tat vermedi eskisi gibi. 
İşte bu stalklarda çiftlere mutluluklar dileyip çıkıyorum asfgj eskiden olsa kız dünyanın en iğrenç insanı ilan edilirdi. 
Nil'in 17 yaşına öğütler diye sinirimi bozan bir şarkısı var, annem çok sever ben müziğinden rahatsız oluyorum, geriyor. Onda çok sevdiğim bir söz var "dedikodu yapmak evini çöplüğe cevirmekle ayni şey" tarzi tam hatirlayamadim sözleri de bunu anlatiyor. Aşırı katılmıştım. 
Mesela ben de 17 yaşıma gitsem aynı şeyi söylerim ve derim ki, seni mutlu eden şeyleri gör, hisset, sev, oralarda bulun. İnsanları yargılama, aşağılama, arkalarından konuşma. 
Ama işte bunları yaşamadan bir kuyruk acısı çekmeden, üzülmeden  fark edemiyorsunuz. 
Mesela şimdi beni üzen o kadınlara çok teşekkür ediyorum. Bunu fark etmemi sağladınız. Umarım siz de bunun ne denli insanı aşağıya çeken birşey olduğunu fark edersiniz. 

Bu yazıyı eskiden beri takip ettiğim Berrak Tuna'nin blogundaki kadinlardan nefret eden kadinlar yazisindan sonra yazmaya karar verdim. 
Lütfen bu bilinçlenme yayılsın. Biz kadınlar birbirimizden bu kadar nefret ederken feminizmi dalga malzemesi olarak görüp erkekler yüzünden, yaşayamadığımız ya da elde edemediğimiz hayatlar nedeniyle birbirimizi aşağı çekerken hepimiz birer nefret tohumuna dönüşüyoruz. Sonra da şaşırıyoruz kadının en büyük düşmanı kadın diye. Oysa çok normal çünkü bunu yıllardır normalize ettik. Biz, bizden önceki nesiller hep bu kafadan.

Ağustostan beri beni mutlu eden şeylere kapandım. Çok fazla insanlarla içli dışlı olmuyorum. M.S.S yakın olmak için uzak dur benden diye yazmıştı şarkıda. Bence en olması gereken.  
Belki bu yüzden bana aramıyor sormuyor diye kırılan çok insan olmuştur ama ülkenin durumu, yaşadığımız hayatlar zaten çok üzüyor. 
Çok istiyorum birşeyler yazmak ama ne yazacağımı bilemiyorum.

Bu resimi Ekritler isimli sulu boya sanatçısından esinlendim. Onun ki durgun sakin bir deniz iken benimki dalgalı hırçın oldu. Ekledigimde sanatçı hemen beğenip yorum yaptı çok seviyorum böyle egosuz insanları. 
O Oklahoma'da yaşıyor, bense Türkiye'de. Nedenini anlamışsınızdır herhalde. 

Böyle tsunami geliyor tarzı denizlerden, lutfen sakin denizlere dönelim yoksa dalgalar hepimizi alip götürecek.




2 yorum:

  1. Harika :) İnsanın kendi kendine bunu bulabilmesi... Gerçekten çok sevdim bu yazıyı..
    Sevgiler

    YanıtlaSil

sadece blog reklamlarını yapmak için gelenler lütfen yorum bırakmasın, o tip yorumları görüp yayınlamama kararı aldım.

onun dışında bloğuma uğrayıp, yorum bıraktığınız için çok teşekkür ederim ^_^